 |
|
 |
aslında bize verilen bu beden Cenabı
Allah'ın bize bir mükafatıdır.
her mükafatın bir şükür iadesi vardır.
BEHÇET ELCİK/1
Çöplükten geçinenler,her şeyin
çöplüğe layık olduğuna inanırlar.
BEHÇET ELCİK/2
Aşk kaçmaktan çok kovalamayı,
gitmekten çok beklemeyi,
görmekten çok özlemeyi,
dokunmaktan çok düşlemeyi sever,
ve aşk okadar haindirki nerde imkansız varsa onu sever.
BEHÇET ELCİK/3
Ah bir maksadı maksuduma kavuşsam
önüme konmasa mizan,
var git desler cemali maksuduna,
diz çök habibin s.a.s dergahına .
hayal tabiki bunlar , ama hayalin ödesinde el afüv cc var.
BEHÇET ELCİK/4
Boş geçen hayatta sayfalarda boş kalır.
BEHÇET ELCİK/5
Geri dönüşünde, seni mutlu edecek, imanın,cömertlik ve fedakarlık.
bahçene ektiğin fidanların meyvesi olacaktır
BEHÇET ELCİK/6
Allah dostları güneş gibidir,
güneş ,çocukların haylazlıklarına aldırıpta, dünyayı aydınlatmaktan vazgeçmez.
Behçet elcik/7
Akak bağrında söğütler yetiştirmedikçe durulmaz.
Behçet elcik/8
Aşık iki göz buluşunca artık geçmiş ve gelecek önemini yitirir.
o gözlerdeki derin his onları alıp götürür.
o sonsuzluk aleminde,tek istek kaderde birleşmek.
o da cenabı,Kibriyanın c,c kader ilminin tecellisi ile kavuşur veya kaybolur.
o arada sebepler devreye girer ayıran sebepler veya kavuşturan sebepler,
ayrılıkta sebepler günah keçisi seçilir,
beraberlik yine sebepler,hayırla yad edilir,
aslında ayrılığa sebep olanlarda ,kavuşmaya vesile olanlarda, birer sebep
hak olan ise kaderdir, ama kader hiç bir zaman suçlanmamalı ,çünkü onu yazan geleceğine vakıf,Rabbi teala dır ,bunu Unutmamak lazım. selam ve dua ile
Behçet elcik/9
Ah.Rabbim sana aşık bu divane.
görünmez oldu cemalin , kelamına eridiğim.
salahı alemdir , sevgiliyle meşketmek,
miracı terk eylemiş kul,
arar divane divane.
Behçet elcik/10
Nekadar büyük olsanda elinin yetişmediği bir yerler vardır.
BEHÇET ELCİK/11
Söz ayakta alınır.
Behçet elcik/12
Allah'ın Yaktığı Mumu Hiç Bir Soğuk Nefes Söndüremez.
Behçet Elcik/13
Aslında cenabı Allah sürünün başına coban görevlendirmekle bize bir çok şey anlatmak istemiştir, ama biz çobansızlığı tercih etmişiz.
Behçet elcik/14
sevti ğudai cihandır o
kelamı sultanı alemdir o,
şefii kalbi müimündür o,
leytil kadri alemdır o,
kadri müimündir o,
kutlu olsun ümmete.
Behçet elcik/15
biz kendimizi kaybetmek için diretiyoruz halbuki cenabı Allah'ın yolu yolcusunu bekliyor.
behçet elcik/16
Hayat gerçekleri göze aldığın sürece rahattır.
Behçet elcik/17
bir aşığın boğazında düğümlenipte söyleyemediği,
güzellik ve duygu yumağı,
aşığın en güzel iltifatı,
duymak istediği söz sevgi iltifatı.
Behçet elcik/18
Allah'ın emir ve yasaklarının nedeni, kulun rahatı içindir.
Behçet elcik/19
selam verdim rüşvet değil diye almadılar.
Behçet elcik/20
gerçek şudurki var olan bu dünya,bundan daha mükemmel bir dünyanın var olduğunun güvencesidir.
Behçet elcik/21
aşık iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca,bütün geçmiş ve bütün gelecek artık önemini yitirir.
Behçet elcik/22
insan sevince nesneler daha önem kazanır.
Behçet elcik/23
arzularını ve kurkularını ortadan kaldırırsan ,artık senin için hiç bir zalim yoktur.
Behçet elcik/24
yalnızlığın kurkunç girdabında,elini cebine at paran varsa sen yalnız değilsin.
Behçet elcik/25
aşkın nedeni yoktur.
Behçet elcik/26
sulbümde sevti ğuda'i cihandır, bedenim pür titrer,sıtma'i nafiden ,el şafi'i dir ilacım.
Behçet elcik/27
Allah'ın dergahına girmeyen gönül şeytana dergah olur.
Behçet elcik/28
Allah kelamı en güzel sözdür.
Behçet elcik/29
fedakarlık senin olupta ihtiyacın dahilindekini,
birinin gönül koyduğunu vermendir.
Behçet elcik/30
o nuri Hüda'dır,
alemin halık sebebi,
kibriyanın maşuku, teşrifi kutludur,
kutlu olsun ümmete.
Behçet elcik/31
tek bir dostum yok kalbimi yakan sevgiden başka.
Behçet elcik/32
Tek gaye Allah cc sevgili ise habibullahtır.
Behçet elcik/33
Aşığın bedduası aşkının üzerine makbul olmaz.
BEHCET ELCİK
Acizin merhemi acize derman olmaz.
BEHÇET ELCİK
İnsan birbakışta bir faniye aşık oluyorda,
nasıl oluyurki
Rabbine ömür boyu aşık olmayı beceremiyor,zamanın önemli kısmını buna ayırdığı halde,neden niçindir bulamıyor ve bunu beceren insana gıpta ile bakıyor.
Asırlardır islam güneşi doğmuşken,
Ağaç gövdesini gölgeleyecek gölge bulamazken,
Kendi karanlığında mumla yolunu bulmaya çalışanlar eyvah!!
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1.Mülk elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. O, herşeye güç yetirendir.
2.O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.
3.O, biri diğeriyle 'tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?
4.Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.
5.Andolsun, Biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip-donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama-birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
6.Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o.
7.İçine atıldıkları zaman, kaynayıp-feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler.
8.Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?"
9.Onlar: "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: “Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik."
10.Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık."
11.Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allah'ın rahmetinden) uzaklık olsun.
12.Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
13.Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
14.O, yarattığını bilmez mi? O, Latif'tir; Habir'dir.
15.Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O'nadır
16.Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp-çalkalanmaktadır.
17.Yoksa gökte olanın üzerinize 'taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgar' göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz.
18.Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat Beni inkar (etmelerine karşılık verdiğim azap) nasılmış?
19.Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah')tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.
20.Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.
21.Eğer O, rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direniyorlar.
22.Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı?
23.De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?"
24.De ki: "Sizi yeryüzünde üretip-türeten O'dur. Siz O'na toplanıp götürüleceksiniz."
25.Derler ki: "Eğer doğru söylüyorsanız, şu tehdit (ettiğiniz azap) ne zamanmış?"
26.De ki: "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın Katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
27.Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkar edenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.
28.De ki: "Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acı bir azaptan kurtaracak olan kimdir?"
29.De ki: "O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz."
30.De ki: "Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir?
|
|
|