İKRA BİİSMİ RABBİ ĞALEK /UKU SENİ YARATAN RABBİNİN ADIYLA
BEHÇET ELÇİK  
 
  LİNKLER 20.04.2025 20:13 (UTC)
   
 
HOŞGELDİNİZ

Kategorize edilmemiş linkler

<-Geri

 1 

Devam->



Kendi linklerini ekle:
Linkin başlığı:
Linkin URLsi:
Sınıf:
Açıklama:
 
 
  BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla 1.Mülk elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. O, herşeye güç yetirendir. 2.O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. 3.O, biri diğeriyle 'tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? 4.Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. 5.Andolsun, Biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip-donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama-birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık. 6.Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o. 7.İçine atıldıkları zaman, kaynayıp-feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler. 8.Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" 9.Onlar: "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: “Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik." 10.Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık." 11.Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allah'ın rahmetinden) uzaklık olsun. 12.Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır. 13.Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. 14.O, yarattığını bilmez mi? O, Latif'tir; Habir'dir. 15.Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O'nadır 16.Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp-çalkalanmaktadır. 17.Yoksa gökte olanın üzerinize 'taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgar' göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz. 18.Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat Beni inkar (etmelerine karşılık verdiğim azap) nasılmış? 19.Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah')tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir. 20.Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler. 21.Eğer O, rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direniyorlar. 22.Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı? 23.De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" 24.De ki: "Sizi yeryüzünde üretip-türeten O'dur. Siz O'na toplanıp götürüleceksiniz." 25.Derler ki: "Eğer doğru söylüyorsanız, şu tehdit (ettiğiniz azap) ne zamanmış?" 26.De ki: "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın Katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." 27.Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkar edenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi. 28.De ki: "Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acı bir azaptan kurtaracak olan kimdir?" 29.De ki: "O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz." 30.De ki: "Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir?
  BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİYM
  FATİHA SURESİ /TÜRKÇE MEALİ
Bağışlayan ve esirgeyen Allah'ın adıyla,
2 Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi (olan) Allah'a mahsustur.
3 O, Rahmândır ve Rahîmdir.
4 Cezâ gününün sâhibidir.
5 (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
6 Bize doğru yolu göster.
7 Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gâzâba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
  HADİSİ ŞERİF
ALLAH Resulü (sas) buyurdu:
"Yedi helak ediciden kaçının!"
Denildi ki:
"Ey ALLAH ın Resulü onlar nelerdir?"
Şöyle buyurdu:
"ALLAH a ortak koşmak, sihir yapmak, haksız yere adam öldürmek, yetim malı yemek, zina etmek, cihad günü çepheden kaçmak, namuslu hanımlara iftira atmak."
(Ebu Hureyre(ra). Buhari


Efendimizin Şemaili


Yaratılış ve ahlâk itibariyle insanların en üstünü idi.
Bütün Peygamberlerin en güzeli o idi.
Boynu uzun ve gümüş gibi saf, omuzları ve pazuları kalın, parmakları uzundu.
Kendisi şişman değildi.
Uzuna yakın orta boylu, güçlü ve kuvvetli idi.
Mübarek cildi ipekten yumuşaktı.
Yüzü hafifçe yuvarlak, kaşları hilâl gibi idi.
Kirpikleri uzun, gözleri kara, büyük ve son derece güzeldi.
Saçları ne pek kıvırcık, ne de pek düz idi.
Sakalı sık ve tamdı. Uzun değildi.
Cismi güzel, kokusu hoş idi.
Sünnetli olarak ve göbeği kesik vaziyette doğmuştu.
Yüzü gül gibi kırmızıya benzeyen beyaz ve nuranî, berrak ve ışıklı idi.
Dişleri inciler gibi beyazdı.
Konuşurken ön dişlerinden nurlar saçılır, gülerken ağzında ışıkların bile aydınlandığı sanılırdı.
Koku sürünsün veya sürünmesin teni ve teri en güzel kokulardan daha güzel kokardı.
Mübarek eliyle bir çocuğun başını okşasa, o çocuk diğerleri arasından hemen seçilir, belli olurdu.
Pek uzaktan işitir, kimsenin göremeyeceği mesafeden görürdü.
Bir yere giderken sağına soluna bakıp yürümez, vakar ve süratle ilerlerdi.
Yüzünde nur, sözünde kuvvet, lisanında bir güzellik vardı.
Herkesin aklına göre söz söyler, herkese güler yüz gösterirdi.
Kimsenin sözünü yarıda kesmez, haşin davranmaz, mütevazi yaşardı.
O'nu ansızın görenler heyecan ve sevgiyle ürperir, konuşunca hayran olurdu.
Bütün insanları hoş tutar, hizmetçilerine şefkatle muamele ederdi.
Kendisi ne yer, ne giyerse, hizmetçilerine de onları yedirir, onları giydirirdi.
Çocukları çok sever, saçlarını okşar, onlarla konuşurdu.
Son derece cömert, sözüne sâdık ve merhametli idi.
Güzel ahlâk bakımından insanların en üstünü idi.
Hülasa kâinatın efendisi, Allah'ın sevgilisi, mü'minlerin baş tacı, hasta gönüllerin ilâcı, çaresizlerin yardımcısı, mazlumların koruyucusu, düşünülebilen her türlü üstünlüğün sahibi idi.
Allah'ın salât ve selamı O'nun ve O'na yakın olanların üzerine olsun.
  GÜZEL SÖZLER
Ah bir maksadı maksuduma kavuşsam
önüme konmasa mizan,
var git desler cemali maksuduna,
diz çök habibin s.a.s dergahına .
hayal tabiki bunlar , ama hayalin ödesinde el afüv cc var.


BEHÇET ELCİK
  GÜZEL SÖZLER
Geri dönüşünde, seni mutlu edecek, imanın,cömertlik ve fedakarlık.
bahçene ektiğin fidanların meyvesi olacaktır


BEHÇET ELCİK
Bugün 3 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol